Tarih boyunca yaygın olan, 12 Adalara sahip olanların Batı’ya da hakim olunacağı düşüncesi, bu ada takımının önemini anlatmaktadır. Osmanlı zamanında kaybedilen 12 Adalar, şu an Yunanistan'a bağlıdır. 12 Adaların nasıl kaybedildiği ve adaların isimleri dahil birçok bilgiyi ayrıntılı olarak yazımızdan öğrenebilirsiniz.
Ege Denizi’nin en güzel noktalarında bulunan bu doğa harikası adalar, yüzyıllar süren Osmanlı egemenliğinin ardından, maalesef 1912 yılında hazin bir şekilde İtalyanlara verilmiştir. Aslında 20’den fazla adacıklardan oluşmasına rağmen, isimleri 12 Ada olarak kalmıştır. Günümüzde sanıldığının aksine, 12 Adalar’ı Lozan Anlaşması’nda kaybetmedik. Henüz Osmanlı ayaktayken ve 1. Dünya Savaşı bile başlamamışken, 1912 yılında imzaladığımız Uşi Anlaşması ile 12 Adalar’ı İtalyanlara bıraktık.
1947 yılına kadar 12 Ada’yı elinde bulunduran İtalyanlar, 2. Dünya Savaşı’nda mağlup olunca yapılan anlaşma ile 12 Adalar Yunanlılara verildi. Yani, 12 Ada meselesinde İsmet İnönü’nün uzaktan yakından hiçbir dahili söz konusu değildir. Günümüzde 12 Adalar’ı, asıl sahibi olarak değil de turist gibi gezen Türkler, maalesef bu güzellik karşısında iç geçirmektedir. Muhteşem bir doğa yapısına sahip olan 12 Ada, günümüzde Ege Denizi’nin bir incisi olarak dünyanın dört bir tarafından turistlerin ilgisini çekmektedir.
Osmanlı Devleti topraklarında 400 yıl boyunca kalan 12 Adalar’da çoğunlukla gayrimüslimler yaşamıştır. Ancak sadece Rodos adasında Müslümanların sayısı gayrimüslimlerden fazla olmuştur. Bu makalemizde, Türk tarihinde önemli bir yer tutan ve olağanüstü güzelliğiyle dünyanın ilgisini çeken 12 Adalar’dan her birinin adını, bu adları nereden aldıklarını, kaybedilme sürecini ve Türk tarih sayfalarında nasıl yer edindiğini sizlere sunacağız.
12 Adalar Sorunu Nedir?12 Ada, Ege Denizi çevresindeki, Yunanistan topraklarına dahil olan bir grup adadır. Diğer adı, Menteşe Adalarıdır. Osmanlılar devlet sisteminde adaların yönetimi konusunda bir yapı geliştirmişlerdir. Bu uygulamaya göre, 12 üyeli mahalli meclisseçmişler ve bu meclisi ihtiyar heyeti tarzında oluşturmuşlardır. Her on haneden temsilci olarak bir kişi seçilmiş ve bu kişi de kendi bölgesini yönetmesi için 12’li bu heyeti seçmiştir.
Osmanlı Devleti bu yönetim sistemini gayrimüslimler için uygulamıştır. 12 Ada ismini uygulanan sistemden almıştır. Esasında 20’den fazla ada bulunmaktadır. Bu adalara Avrupalılar “Güney Sporat” veya “Güney Sporatlar” da demiştir. Osmanlı Devleti’nde bir dönem Ege Adaları denilen 12 Adalar, sonraları “Cezayir-i Bahr-i Sefid” ve “Cezayir-i isna aşer” adlarıyla anılmıştır.
12 Adalar’ın İsimleri Nelerdir?Sürekli 12 Adalar sorunu, 12 Adalar meselesi, nasıl, neden ve ne zaman kaybedildi gibi sorular duyuyoruz. Peki bu 12 Adaların hangileri olduğunu ve isimlerini biliyor muyuz? 12 Adaların Yunanca kökenli isimleri Türkçe dil yapısına göre değiştirilmiştir. Bu adalar şunlardır;
- Halki: Herke-Hereke-Herkit
- Kalymnos: Kilimli-Kelemez
- Tilos: İlyaki-İlleki-Papazlık-Piskopi-İlkil
- Kastellorizo (Megisti): Meis-Kızılhisar olarak adları değiştirilmiştir.
12 Ada’nın içlerinden en büyüğü Rodos adasıdır. Adanın Türkiye’ye en yakın olduğu nokta Bozburun Yarımadası olup, 18 km uzaklıkta bulunmaktadır. Ayrıca Rodos’da bulunan Dorların inşa ettiği Rodos Heykeli, UNESCO Dünya Mirası arasında yerini almıştır.
12 Adalar’ın Önemi Nedir?400 yıl Osmanlı yönetiminde kalan 12 Adalar’ın Osmanlı Devleti yönetimine geçişi, Hospitalier Şövalyeleri’ni yenip, 1522 yılında Rodos’un fethedilmesi ile olmuştur. O yıllarda Rodos’a Türkler yerleştirilerek onlara bazı ayrıcalıklar tanınmıştır. Uzun yıllar süren 12 Ada yönetimi sırasıyla, Midilli Sancakbeyliği, Kaptanpaşa Eyaleti, Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti yönetiminde kalmıştır. İlerleyen yıllarda adalar kaybedilmiştir.
12 Adalar Nasıl ve Ne Zaman Kaybedildi? 1912 yılına kadar uzanan ve yıllarca Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü adalar üzerinde pek çok devletin siyasi emelleri olması ve konum itibariyle stratejik öneme sahip olması nedeniyle zayıflayan Osmanlı Devleti bu adaları artık koruyamaz hale gelmiştir. Nitekim, Trablusgarp Savaşı sırasında İtalya, bu adaların pek çoğunu ele geçirmiştir. Yine o yıllarda İkaria Adası Yunanlıların eline geçmiş, Meis Adası ise Türklerin elinde kalmıştır.
12 Ada, Trablusgarp Savaşı sonucunda İtalya’ya geçici olarak emanet edilmiş, ancak I. Dünya Savaş’ı sonunda Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetiyle resmen İtalya’ya ait olmuştur. Ardından II. Dünya Savaşı’nda İtalya’nın yenik düşmesiyle, İtalya’nın da elinden alınmış ve nüfus çoğunluğu bahane edilerek Yunanlılar’a verilmiştir. Bu süre zarfında 12 Ada’ya İngilizler göz dikseler de elde edememişlerdir. Aslında, İtalya ile imzalanan Uşi Antlaşması hükümlerine bakıldığında, İtalya On İki Ada’yı tekrar Osmanlı Devleti’ne verecekti.
Çünkü biz, Trablusgarp Savaşı’nda İtalya’ya yenilince, sırf Balkan Savaşları çıktığında bu adaları himaye etmesi amacıyla geçici bir süreliğine İtalyanlar’a bırakmıştık. Bunun amacı, Balkan Savaşları’nda olası bir yenilgi yaşanması durumunda adaların Yunanistan’a kaptırılmamasıydı. Ancak işler umulduğu gibi gitmemiş, Balkan Savaşları sonunda İtalyanlar, 12 Ada’yı bize vermesi gerekirken kendileri işgal etmiş ve 2. Dünya Savaşı sonuna kadar yönetimini sürdürmüşlerdir.
1923 yılına gelindiğinde, Lozan Antlaşması imzalanmış ve on bir yıl önce kaybedilmiş olan 12 Ada, geri alınamamıştır. Ancak İtalyanlar’ın 12 Ada üzerindeki egemenliği umdukları gibi devam edememiştir. II.Dünya Savaşı’nda adalar üzerindeki hakimiyet kurmayı amaçlayan İngilizler işgale kalkışmıştır. Ancak bu işgal çok uzun sürmemiş, Hitler komutasındaki Alman ordusu 1945 yılının Mayıs ayında İngilizleri 12 Adalar’dan çıkarmıştır. II. Dünya Savaşı bittikten 1 yıl sonra 1946’da 12 Ada’nın paylaşımı, yeniden gündeme gelmiştir. Bu amaçla, Fransa’da Paris Barış Konferansı düzenlenmiştir.
10 Şubat 1947’de imzalanan Paris Barış Konferansı sonucunda 12 Ada, savaşta mağlup olan İtalya’nın elinden alınarak Yunanlılar’a verilmiştir. Mağlup İtalya çaresizce bu kararı kabul etmek zorunda kalmıştır. II. Dünya Savaşı’nın galip ülkeleri bu kararı verirken gerekçe olarak, adalar üzerinde yaşayan nüfusun büyük çoğunluğunun Yunan olmasını öne sürmüşlerdir.
Kaynak: Bilgihanem.com