Yaz aylarında dünyanın dört bir yanından gelen tırmanış tutkunlarını ağırlayan Ağrı Dağı’nın eteklerindeki Doğubayazıt, muhteşem İshakpaşa Sarayı, renkli pasajları ve yerel lezzetleriyle yılın en güzel günlerini yaşıyor.1- İshak Paşa Sarayı: Ağrı, Tendürek, Kösedağ gibi Anadolu’nun en yüksek volkanik kütleleriyle çevrelenen saray, ıssız bir platonun kıyısında masalsı bir zarafetle yükseliyor. 1685’te Çolak Abdi Paşa’nın girişimleriyle yapımına başlandı. İnşasının 99 yıl sürmesi ihtişamı konusunda fikir veriyor. Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin eşsiz sentezini sergileyen yapı 7600 metrekarelik alana kurulmuş. Cami, kütüphane, harem, aşevi, seyir alanı, misafir odası ve mahkeme salonu iç içe geçmiş iki avlunun etrafına sıralanmış. Bir zamanlar çeşmelerinden süt akarmış. Her adımda kulağınıza bir Doğu masalı fısıldayan saray 9 milyon TL’ye restore edildi. Her gün saat 09.00 - 19.00 arasında ziyarete açık. Giriş ücreti 5 TL. Bölgede Urartu Kalesi, Eski Bayazıt Camii, Ahmedi Hani Türbesi ve Keşişin Bahçesi’ni içeren 2 saatlik bir gezi sizi bekliyor.
2- Ağrı Dağı:Seyyah Marko Polo’nun “zirvesine hiçbir zaman çıkılamayacak” dediği dağa ilk tırmanış 1929’da gerçekleştirilmiş. Bugüne kadar zirveye çıkan en yaşlı kişi 88 yaşında bir Amerikalı. En yaşlı Türk ise 78 yaşındaki öğretmen Faruk Sükan. Tamzara, Explorer gibi uzman turizm firmalarının yanı sıra yerel firmalar da 1350-2400 TL arasındaki fiyatlara 4 günlük tırmanış turları düzenliyor. Dağı Doğubayazıt’tan seyretmek bile bir zevk. Örneğin biz, Doğubayazıt’ta 5 gece kaldık ve zirveyi sadece 20 dakika görebildik. Doğrusu, tek bakış bile insanı etkilemeye yetiyor.
3- Pasajlar: İlçenin bin bir renkli pasajları Doğu Anadolu’nun renk ve ses ambarları gibi. İran, Azerbaycan, Ortadoğu ve Kafkasya başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanından gelen ürünler burada uygun fiyatlarla satılıyor. Hint işi ahşaptan Rus yapımı nostaljik gramofona kadar ne ararsanız var. Büyük, Büyük Bayazıt, Vina, Ortadoğu, İsmailoğulları ve Ahmedi Hani en ünlüleri.
4- Halılar: Doğubayazıt dev bir halı ve kilim pazarı. Anadolu, İran, Ermenistan ve Kafkasya halılarının güzelliği göz kamaştırıyor. Çoğu el dokuması. Motiflerin zenginliği kadim kültürlerin birikiminden süzülmüş. Renklerse ilhamını doğadan, çiçeklerden, giysilerden almış. Halıların metrekare fiyatları 300 ila 7 bin TL arasında. Adresinize kargoyla gönderiliyor. En geniş koleksiyona sahip Ararat Carpets Kilims’de halı yapımını görebilir, kursları izleyebilirsiniz.
5- Abdigör köftesi: Yöre mutfağında et yemekleri ağırlıkta. Abdigör köftesi sofraların gözbebeği. Hazırlanması çok zahmetli. Kırmızı et, macun kıvamına gelene kadar dövülüp soğanla birlikte portakal büyüklüğünde toplara dönüştürülüyor. Haşlanıp pilavla sunuluyor. Evin ve Doğuş restoranlarında porsiyonu 14 TL. Diğer önemli yerel yemekler bir tür keşkek olan harise, çiriş otu çorbası, altı tahılla yapılan keledoş, cevizli pekmezden murtuğa helvası.
6- Balık Gölü: Balık Gölü, ilçe merkezine 60 kilometre uzaklıkta. 2300 metreye ulaşan rakımıyla Anadolu’nun en yüksek göllerinden. Otomobil kiralayıp, görebilirsiniz. Kuzeyindeki adada tarihi kalıntılar bulunuyor. Turizmci Metin Eryılmaz’ın söylediğine bakılırsa gölün çevresi kelebek türleri açısından çok zengin bir gözlem alanı. 30 yıl aradan sonra bu yaz başında bir yayla şenliğine ev sahipliği yapan göl çadır ve karavan kampı için de ideal. Asıl ününü yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan alıyor.
7- Efsaneler: 1829’da Ağrı’nın eteğine gelen Rus Şair Puşkin şöyle demiş: “Efsanevi dağa var gücümle baktım”. Hazreti Nuh’un ve nice peygamberin nefes aldığı, kutsal kabul edilen, halk ozanlarının söylenceler düzdüğü dağ, insanlığın beşiğidir. Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi’nde anlattığı gibi, aşka ve inanca en çok konu olan yerlerdendir. Mem ile Zin, Kerem ile Aslı, Siyabend ile Hace öyküleri hep Ağrı çevresinde döner, durur.
8- Meteor çukuru: 1892’de düşen göktaşı, Ortadoğu’nun en büyük meteor çukurlarından birini açmış Doğubeyazıt’a. İran’a açılan Gürbulak Sınır Kapısı’na çok yakın. Derinliği 60, çevresi ise 70 metreyi bulan çukur silindirik bir kuyuyu andırıyor. İç kenarlarının düzgün kesilmiş olması kuvvetli basınca bağlı bir deformasyonu akla getiriyor. Bazı kaynaklar ise lavda açılmış çöküntü olduğunu belirtiyor.
9- Çayır delicesi:Ağrı çiçek ve kuş gözlemi için de uygun bir mekân. Örneğin, çayır delicesinin izini sürmeye ne dersiniz? Gerçekten de Ağrı Dağı ile Doğubayazıt arasındaki sulak alanlar, kuş gözlemcileri için gerçek bir hazine. Tendürek Dağları’ndan gelen akarsularla beslenen bu alanlarda çayır delicesi, erguvani, balıkçıl, boz ördek, pasbaş, turna, patka, kızılgaga ve kızılbacak başta olmak üzere onlarca kuş türüyle tanışmak mümkün.
10- Diyadin kaplıcaları: Diyadin, ilçe merkezinden 55 kilometre uzaklıkta. Otogardan saat başı minibüs kalkıyor. Yol boyunca birbirinden güzel pastoral manzaralardan geçiyorsunuz. Önce yalçın dağlarla çevrili 2000 metre rakımlı İpek Geçidi’ni aşacaksınız. Diyadin Kaplıcaları, şifalı termal havuzları, kır lokantaları ve yıldızlı otelleriyle sağlık turizmi için önemli bir merkez. Şifalı suları Davut, Köprü ve Yılanlı adı verilen üç farklı kaplıcadan oluşuyor. Yakın çevresinde konaklama seçenekleri de bulunan kaplıcaların romatizmadan deri hastalıklarına, stresten mide rahatsızlıklarına kadar pek çok şikâyete deva olduğu biliniyor. Kaplıcanın yakınlarındaki Meya Vadisi ise üç bin yıllık kaya evleriyle dolu. Özetle, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine gitmek için sebep çok. Hadi öyleyse yola çıkıyoruz.
Nasıl gidilirDoğubayazıt’a gitmenin en pratik yolu, Ağrı’ya uçmak. Havalimanından Doğubayazıt’a karayoluyla yaklaşık 1.5 saatte ulaşılabiliyor. Türk Hava Yolları, İstanbul’dan Ağrı’ya haftanın her günü karşılıklı seferler düzenliyor. Hareket saatleri, İstanbul’dan saat 10.50’de, Ağrı’dan 13.40’ta.
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/24412244.asp